Astrolojinin 21.yüzyılda varolma mücadelesi ve Veri Bilimi
Astrolojinin 21.yüzyılda varolma mücadelesi ve Veri Bilimi
Bu
yazıyı aslında yazmakla yazmamak arasında çok kaldım, çünkü
astrolojinin bilimsellikle hiç alakası olmayan tamamen inançsal birşey
olduğundan dolayı insanların neye inanmak isteyip istememelerinde özgür
olmasından yanayım, hatta aslında astroloji ile ilgili en son yazı
yazmak isteyen birisiydim ama yazdım. Bunun en büyük sebebi belli bir
kesimin astrolojinin bir bilim dalı olduğuna dair iddialarının nedense
bilimin pek az değer bulduğu ülkemizde popüler olması ve hatta bu
yazılarda “astronomlar için astroloji” tarzında alay edercesine üste
çıkma yöntemlerinin kullanılması sebep oldu.
Ben
açıkçası astrolojinin kesinlikle bilim olmadığına ve yanlışlarla dolu
birşey olduğuna dair kanıtlar sunmak yerine farklı bir yol izleyeceğim,
çünkü bilimsel kanıtları birçok ciddi dergide ve makalede
bulabilirsiniz. Bunun yerine bilakis size geleceğinizi söyleyecek
günümüzün en başarılı yöntemini de söyleyeceğim. Bu konuda ciddiyim
hatta bunun yanında sadece bir kişinin değil, herhangi bir kültürün
geleceğinde neler olabileceğine dair öngörüleri çok az hata payı ile
yapabileceği başka bir bilimden bahsedeceğim. Adı “Veri Bilimi” ya da
daha önceden ingilizcesini duymuşsanız “Data Science”.

Evet,
1000 yıl önce, hatta belki biraz daha kesinleştirirsek teleskobun
icadıyla ilk gökyüzü gözlemlerinin başladığı yıl olan 1609 yılına kadar
astronomi ve astroloji gerçekten benzer belki aynı şeylerdi, yani alet
olmadan gökyüzü gözlemlenir ve buradan çeşitli ilişkiler çıkarılmaya
çalışılırdı. Ancak özellikle 17. yüzyıldan sonra insanların daha
sistematik bir şekilde bilimsel metodları da kullanarak gerçek ile
hayali ayırd etmesi neticesinde bunlar tamamen birbirinden ayrıldı. Ve
astronomi bilimsel metodu kullandığı için bilim oldu ve astroloji hala
insanların yaşamlarına etki edeceğine olan inançtan sıyrılamadığı için
bilimin dışında birşeye dönüştü. Ve bilim de bize bilgisayarları icat
etmemizi, hastalıklara ilaçlar bulmamızı vs. sağladı…

Kabul
etmek gerekir ki, yüzyıllar önce yaşayan o dönemlere yön veren popüler
bilim adamları astrolojiye elbetteki inanıyorlardı. Ancak bu zamanda
yerçekimi, elektromanyetizma, ve evrenin nasıl çalıştığına dair
kozmoloji ile neredeyse görünen evrenin sınırlarının fotoğrafının bile
çekilmesine az bir zaman kalan bu zamanda bile hala en yakın yıldızın
trilyonlarca km uzakta olduğu gerçeğini bildiğimiz halde bizi
etkileyeceğini düşünmek komedinin ötesine elbetteki geçemiyor.
Ama
insanoğlu meraklı bir yaratık ve kim olursa olsun geleceği merak
ediyor. Haa, ben de size geleceğinizi söyleyecek bilimi söyleyecektim
değil mi? Evet, artık 21. yüzyıldayız ve bugün yepyeni hala tam olarak
tanımı bile yapılmamış olan “Veri Bilimi” adında bir bilim dalı ile
uğraşıyoruz. Bunun çıkış sebebi aslında çok bildik bir yerden
kaynaklanıyor. Google, Facebook ya da LinkedIn gibi arama ve sosyal
medya platformlarına üye olan kişiler kendilerine ait birçok bilgiyi bu
platformlara hediye olarak ücretsiz bırakıyorlar. Google’ı şu anda
dünyada internetin ulaştığı herkes yani birkaç milyar insan biliyor ve
sürekli kullanıyor. Hatta 2013'te Google’da yapılan toplam arama sayısı
2.1 trilyon ve günlük arama da yaklaşık 6 milyarı bulmuş (http://www.statisticbrain.com/google-searches/).
Eminim ki daha önce duyduğunuz üzere yaptığınız her arama bir kod ile
tanımlanıyor ve ayrıca kaydediliyor, yani bu 2.1 trilyon aramanın her
birinin hangi ülkeden, hangi şehirden, kimden, hangi günde, saat kaçta
yapıldığı gibi birçok bilgi tutuluyor. Öte yandan Facebook da aynı
şekilde paylaştığınız resimleri, haberleri, linkleri, “Beğen” yaptığınız
fotoğrafları vs. herşeyi kaydederek sizin yaşam tarzınız, kim
olduğunuz, nelerden hoşlandığınız, dini, politik düşünceniz, bugünkü ruh
haliniz gibi bilgilere ulaşıyor. Aşağıdaki videoyu lütfen izleyiniz. Bu
videoda aslında kendinize ait ne kadar çok bilgiyi internet ortamına
bıraktığınıza dair bir gerçek yüzümüze çarpılıyor.
Görüyorsunuz
ki sizin hakkınızda bilgi sahibi olmak için 21. yüzyılda, içerisinde
sadece hidrojen ve helyum atomları olan yıldızlara gitmeye gerek yok,
sadece internete girmek yetiyor. Google ve Facebook sadece örnek olarak
verdiğim iki site, bunun gibi yüzlerce site bizler hakkında bilgi
sürekli topluyor ve bize uygun ürün reklamları çıkarmak için çalışıyor.
Şu siteye girerseniz (http://www.aboutads.info/choices/)
sizin web tarayıcınızın kaç tane şirkete sizin hakkında bilgi verdiğini
görebilirsiniz. Ben 115 şirkete bilgi verdiğimi buldum, ve eğer
başarılı olduysam çoğunu kapattım.
Peki,
bu bilgilere bir de geniş bir perspektifle bakarsak, sizin gibi birçok
insanın bilgilerine sahip bir şirket, aynı zamanda sizin, yarın ya da 10
sene sonra ne yapacağınızı kestiremez mi? Ya da bir ülkedeki insanların
arama ve paylaşma istatistiklerine bakarak gelecekte onların neleri
beklediğini kestiremez mi? Cevap: Evet kestirebilir, çünkü bugün veri
biliminin dallarından biri olan yapay zeka ile öğrenme (machine
learning) var, ve bunları kestirebildiği için örneğin Facebook size
tanıyor olabileceğiniz kişileri yanda listeliyor yada pek sevmediğiniz
ama Facebook’unuzda ekli olan bir arkadaşınızın paylaştığı şeyleri
görmüyorsunuz, çünkü onu pek de sevmediğinizi biliyor.

Evet,
nereden nereye değil mi? En son 16. yüzyılda kalmış gelecekten haber
okuma tekniği olan astrolojiden, 21. yüzyılın gerçekten gelecekten haber
veren bilimi olan veri bilimine… Hala astrolojinin size birşeyler
vereceğine inanıyorsanız, elbetteki siz bilirsiniz, inanç sizin ve
inancınıza devam edebilirsiniz.
Ama
artık yıldızların size birşeyler söylediği çok komik geliyorsa ve
gerçekten gelecekten bilgi almak istiyorsanız Google gibi bir şirket
kurmakla yola çıkabilirsiniz. Bu eleştiriyi yine de yapacağım ama
ülkemizde özel bir üniversite, kaynaklarını bu tür bir şirket kurma ya
da veri biliminde insan yetiştirme yerine, etkisi ve gerçekliği en son
16. yüzyılda bitmiş olan astroloji kursu vermeyi tercih ediyor. Tabii
Google gibi bir şirket kurmak zor, ama sokağın başındaki cafeye gidip
orada tarot baktırmak daha kolay. Ama emin olun ki birileri bu tür veri
bilimi merkezleri kuruyor ve kurmaya devam edecek ve sizin geleceğinizi
bilecek. Elbetteki seçim sizin, gerçekten bilimle mi geleceği bilmek
istiyorsunuz, yoksa astrolojiyle mi?
kaynak:Dr. Umut Yıldız (NASA/JPL-Caltech)
NOT: Bu blog yazısındaki düşünceler tamamen kendi düşüncelerimdir ve NASA, Jet Propulsion Laboratory veya Caltech’i bağlamaz.
NOTE:
The opinions expressed in this blogpost are my own and do not
necessarily represent the policy or opinions of NASA, the Jet Propulsion
Laboratory, or Caltech.
Yorumlar
Yorum Gönder