BEYİNDE UNUTUŞA YER OLMAYAN SES : MÜZİK
Müzik, en derinde gizlenmiş insan manzarasını açığa
çıkarabilecek güce sahiptir.
Müzik insanlara pek çok farklı açıdan seslenebilir,
erişebilir, onları değiştirebilir. Birlikte şarkı söylerken, şarkının belli
etkileri ve bağlantıları üzerinden ilişki kurarız, fakat yalnızca seslerimizi
değil bedenlerimizi de eşgüdümleyerek birlikte dans edersek bu bağ daha derin,
daha ilkel bir hal alır. ''Beden, eylemler birliğidir'' ; birlik yoksa
etkinleşme ya da etkileşime dair hiçbir özellik aktif değilse bedenlilik
algımız da zayıflayabilir. Birine sarılmak, onlarla birlikte dans figürleri
yapmak (belki de ayna nöronların aktivasyonunun ) etkisiyle, Alzheimer ve demans
hastalarının dansla karşılık verme
tepkisi uyandırabilir. Böylelikle başka anlarda erişilmesi mümkün olmayan
hastalar canlandırılabilir, yeniden hareket etmeleri ve en azından bir süre
için (en derin bilinçlilik hallerinden biri olan) bir tür fiziksel kimlik ve
bilinç kazanmaları sağlanabilir.
BEYİN VE RİTİM
Perküsyon çalmak beynin en temel, korteks altı seviyelerine
hitap eder. Kişisel ve zihinselin daha altında bir yerdeki bu fiziki yada
bedensel seviyede, müzik melodiye veya şarkının kendine özgü içeriğine ya da
duygusal etkisine ihtiyaç duymaz; ona en çok gereken, kritik önemdeki şey,
'ritim' dir. Somut beden algımızı, hareket ve hayat duyarlılığımızı sadece
ritim yeniden canlandırabilir. Demans ilerledikçe kişisel anılar gittikçe
seyrekleşir. Fakat belli anılara tepki verme biçimleri, özellikle dansla
bağlantılı motor bellek ve motor tepkiler her zaman varlığını sürdürür.
Dilsiz,
yalıtılmış, aklı karışık bireylerin müzikle bağ kurmasını izlemek çok
şaşırtıcı. Kendi dünyalarında ya da bilinmeyen bir yerde kaybolmuş, karşılıklı
etkileşim bir yana, tutarlı bir tepki vermekten aciz görünen bir grup ilerlemiş
demanslı hastanın karşılarında müzik çalmaya başlayan birine nasıl tepki
verdiğini izlemek daha da şaşırtıcı. Dikkatler aniden yöneliyor: dalıp gitmiş
yarım düzine göz müzik çalan kişiye çevriliyor. İşin ilgi çekici yanı ise,
durgun hastalar teyakkuza geçip dikkat kesilirken ajite hastalar sakinleşiyor.
Tanıdık müzik bir tür Proustçu anımsatıcı işlevi görerek
uzun zaman unutulmuş duygularla veya
'beynin üzerini örttüğü bilgiyle' çağrışımları ortaya çıkarır ve hastanın
bütünüyle yitirilmiş olduğu sanılan duygudurumlarıyla anılara yeniden
erişebilmesini sağlar. Eskiden bilinen müzik tanındığında ve duygusal titreşimi hissedildiğinde yüzlerde
ifadeler belirir. Belli bir iki kişi şarkıyı mırıldanmaya başlar, başkaları
onlara katılır ve kısa sürede (çoğu önceden hiç konuşmayan) bütün grup şarkı
söylemeye başlar.
ANILARI DEHLİZLERDEN ÇIKARAN MÜZİK
Müzik, bildiğimiz olaylar, insanlar, yerlerden oluşan
anımsadığımız, kişisel dünyamızdan başka yerlere de götürebilir bizi:
95 yaşına ulaşmış Alzheimer hastası biri, elinde
gazeteyle dolaşıyor, ama sorulduğunda onun bir gazete olduğunu ve 'gazete' nin ne olduğunu
bilmiyordu. Denetimsiz bırakıldığında pantolonunu ters giyebiliyor,
ayakkabılarını tanımıyor ve traş köpüğüyle dişlerini fırçalıyordu. Genel
görüşmelerde ise nasıl olduğu sorulduğu zaman, tatlı bir tavırla ''Sağlığımın
yerinde olduğu kanaatindeyim'' şeklinde makul ve dingin cevabı hemen dikkat
çekiyordu. Şüphesiz bunama ölçüsünü aşmış ölçüde demanslıydı ama karakterini, nezaketini,
düşünceliliğini korumuştu. Alzheimer' ın yarattığı görülür tahribata(olaysal
bellek ve genel bilgi yitimi, yönelim bozukluğu, bilişsel kusurları) rağmen,
anlaşılan nezaketi belki de çok daha derin ve eski katmanlarda kökleşmişti.
Neredeyse vasat sayılabilecek müzik özgeçmişi olan bu hasta, bazı müziklere
ağlayarak karşılık veriyordu, bazen dudaksız derin bir gülümsemenin tüm yüzüne
yayıldığını görebiliyordum. Bütün diğer keyifler; eşinin yüzü, çocuklarının
anısı, iş hayatı, 40 yılını dünya seyahatlerine ayırmışken,yolculuk etmenin
keyfi unutulmuşken, müzik ona nasıl etki edebiliyordu? Her şey unutulmuşken,
müzik içinde neye dokunuyordu; başka türlü bir anıyı; zamandan, mekandan,
olaylardan, hatta en sevdiği kişilerden bağımsız, kalbi bir anıyı müzik nasıl
serbest bırakıyordu? unutuşa yer olmayan bir bölgeyi açığa çıkardığı kuşkusuz.
Korteksimizin belli bölgeleri kuşkusuz müzik zekası ve duyarlılığına hizmet ediyor ve bu
bölgelerin hasar görmesi bazı amüziya türlerine neden olabiliyor. Fakat beyinde
müziğe tepkinin geniş bir alanda gerçekleştiği, yalnıza kortikal değil korteks
alt yapıları da kapsadığı anlaşılıyor; böylece Alzheimer gibi kortikal
hastalıklar bile müziği algılamaya, müzikten keyif almaya ve tepki vermeye
engel olamıyor.
Müzikten keyif almak ve ona derinden tepki vermek için müzik
eğitimi almış veya müziğe düşkün ya da yetenekli olmak gerekmez. Müzik insan
olmanın parçasıdır, müzik geliştirmemiş, müziğe değer vermeyen uygarlık yoktur.
Bu denli kolay ulaşılabilir olması gündelik hayatta önemini yok saymamıza neden
olabilir: bir radyoyu açar, kapar, bir melodi mırıldanır, ayağımızla tempo
tutar, eski bir şarkının sözlerinin zihnimizde dolandığını fark eder ve çoğumuz
üzerinde hiç durmayız. Oysa demans yüzünden bir bilinmezin içinde kaybolanlar
için durum çok daha farklıdır. Müzik onlar için bir lüks değil gereksinimdir ve
müziğin onları bir süreliğine de olsa kayboldukları yerden kendilerine ve başkalarına
kavuşturma gücü başka hiçbir şeyde yoktur.
Müzik tüm benliğinizde geveze bir kuş olsun ve hiç susmasın.
Müzikle, sağlıcakla kalın.
kaynak:BrainPsychology
Yorumlar
Yorum Gönder